HOLLANDA‘DA GURUR VEREN BAŞARI DADAŞIN ÖYKÜSÜ ‘TEMİZLİKÇİLİK‘ TEN AKADEMİK KARİYERE

HOLLANDA‘DA GURUR VEREN BAŞARI DADAŞIN ÖYKÜSÜ ‘TEMİZLİKÇİLİK‘ TEN AKADEMİK KARİYERE
Haberi Paylas

HOLLANDA‘DA GURUR VEREN BAŞARI DADAŞIN ÖYKÜSÜ ‘TEMİZLİKÇİLİK‘ TEN AKADEMİK KARİYERE

 

Figen Arslan, İzmir doğumlu. İlk, orta ve lise eğitimini İzmir’de aldı. Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji bölümü mezunu. ‘ İthal Gelin’ olarak geldiği Hollanda’da azmi sayesinde büyük başarı yakaladı.

 

Leiden Üniversitesi’nde Hollandaca, ROC Leiden’de Laboratory Medicine Clinical Chemistry eğitimi aldı. Avans Hoge School’da High Performance Liquid Chromatografy, Leiden Üniversitesi’nde Mass Spectrometry (LCMS-GCMS) dersleri aldı sonra Leiden Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Biyokimya bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı.

 

Erzurum’dan Hollanda’ya geliş hikayeniz nasıl oldu ?
Hollanda’ya evlilik yoluyla geldim. Dil bilmeyince başkalarına muhtaç oluyorsunuz. Eğitim, sağlık sistemi hiç bir şey bilmiyorsunuz. Kolay bir süreç değildi. Hemen iş buldum, ekonomik özgürlüğümün olması için. Şu an araştırma görevlisi olarak çalıştığım hastanede temizlik görevlisi olarak çalışmaya başladım. Oradan aldığım parayla Hollandaca dil kurslarına gittim.

 

Hiç çaresizliğe kapıldığınız oldu mu ?
Bazen yeter artık dediğiniz oluyor tabiki ama ben hiç pes etmeden hep çalışmaya devam ederek, sabrederek bu günlere geldim. Örneğin; anlayabilmek için kitabını 50 kez okuduğum bir dersin sınavından kaldım. Sonra bütünlemede geçtim.

Leiden University Medical Center’de araştırma görevlisi olarak bulunuyorsunuz. Buradaki çalışmalarınız nasıl?

İlk olarak vücut sıvılarının testlerinin daha doğru ölçülebilmesi için kütle spektrometresi kullanarak metot geliştirmeye çalışıyoruz. Buradan elde ettiğimiz bütçe ile kronik hastalıkların erken tespiti için hastalığa özgü, hastalığın göstergesi olan biyobelirteçler arıyoruz.
Hollanda’da başarılarıyla sıkça adından söz ettiren Prof. Dr. Christa Cobbaert ‘ın grubundayım. Apoliporoteinlerle çalışıyoruz.

 

Avrupa’daki meslektaşlarınızla irtibatınız nasıl ?
Avrupa’daki Türk nüfusu ortalama 4,5 milyon ve verilere göre Avrupa’da yaşayan, her 1000 üniversite ve yüksek okul mezunu Türk insanından sadece ikisi akademisyen olarak görev yapıyor. Yani neredeyse hiç meslektaşım yok.

 

Avrupa’daki gençlerimizin durumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Bizim gençlerimizin anne babaları Türkiye’den geldikleri için evlerinde hep Türkçe konuşuluyor. Okula gittiklerinde Hollanda gündeminden habersiz oluyorlar. Çünkü evde sadece Türkçe haberler seyrediliyor. Tabi böyle olunca da Hollandaca dilinden ve kültüründen geri kalıyorlar. Saskia Noort’un romanı çıkmış deseniz Saskia Noort kim diyor. Çünkü evlerinde her şey Türkçe olduğu için çocuklar ne Hollandalı bir politikacı ne yazar ne de aktör tanıyor. Bilse bile çok az. Bunun çocuklarımıza geri dönüşü hiç de olumlu olmuyor. Bir rapor yazsalar bir sürü dilbilgisi hatası yapıyorlar. Bizim çocuklarımız Hollandaca birçok deyimi bilmiyor. Çünkü nerede duyacaklar bunları?

infinanceab-reclame

 

Avrupadaki gençlerimizi biz Türk kültürüyle büyütüyoruz, bu da bir dezavantaj oluyor onların Hollanda’ya ayak uydurmalarında. Bizde master yapan Hollandalı gençler var. Ailelerinden maddi destek almadan okuyorlar. Okul ücretlerini yarı zamanlı işlerde çalışarak ve öğrenci kredisi kullanarak ödüyorlar. Çocuklar böylece hayatta zorluklarla baş etmeyi öğreniyorlar. Biz ise “ Aman çocuğumuz okusun yeter ki, biz öderiz” diyoruz. Gençlerimiz hazıra kondukları için zora gelemiyor, ayakta kalma becerisi geliştirmiyorlar.

Hollanda’da birçok televizyon programı İngilizce olarak, Hollandaca alt yazılı yayınlanıyor. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren İngilizce’ye aşina oluyorlar. Bu da çok büyük bir avantaj. Eğer İngilizce biliyorsanız dünyanın her yerinde işinizi görürsünüz. Bizim çocuklarımız İngilizce’de de çok geriler.

Çalıştığım hastane bir üniversite hastanesi olduğu için her gün çeşit çeşit insanla karşılaşıyorum. Her seviyeden, eğitim ve uygulama için gelen öğrencilerle bir arada oluyorum. Her sene Türkiye’de farklı bir hastanede bir hafta gözetmenlik yapıyorum. Oradaki mesleğimle ilgili gelişmeleri yakından takip ediyorum ve meslektaşlarımla bilgi alışverişinde bulunuyorum. Bu sayede iki ülkeyi ve gençleri karşılaştırma fırsatı buluyorum.

 

Bir bilim insanı olarak sağlıklı olmak için neler yapıyorsunuz ?
Sağlıklı olmak için ben her yere bisikletle giderim. Hergün 10.000 adım atmaya özen gösteririm.

 

Topluma vermek istediğiniz bir mesaj var mı ?
Avrupa’da yaşayan Türk Toplumu’nun bilinçlenip eğitime önem vermesi için sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak görev alıyorum. Ben 35 yaşından sonra okula başlayıp buralara gelebildiysem siz de yapabilirsiniz, kendinize güvenin ve çalışın, başarı kaçınılmaz olacaktır. Başarının sırrı azim ve çalışmaktan geçmektedir.

 

“Yaşadığımız ülkeye daha neler katabilirizi düşünmeliyiz”

 

Yaşadığımız ülkeye daha fazla neler katabiliriz diye düşünelim. Bu ülkede söz sahibi olmak, biz de varız diyebilmek, kendimizi iyi tanıtmak ve bulunduğumuz ülkede bir yer edinmek için önce iyi bir eğitim alalım. Hedeflerimizi belirleyelim. Sevdiğimiz işi yapalım ve çok çalışalım. Ne iş yaparsak yapalım ama elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışalım.

 

Avrupa Sağlık Dergisi’nde görevli herkesi tek tek tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim. Sektöre yön veren, bol okuyuculu, uzun soluklu olmasını temenni ederim.

 

Avrupa Sağlık Dergisi
www.avrupasaglik.com

infinanceab-reclame

Geef een reactie

74978e3b3f6e01292b82b4c8b5fff9db
Gurmedia Haberin Merkezi - Hollanda
Tema Duzen: Antar