Eskiden kurbet denildiğinde para kazanmak anlaşılırken, şimdi kurbet demek çile demek.

Göçmen işçiler için “kurbet” terimi, yıllar boyunca daha iyi bir hayat arayışı ve para kazanma fırsatı anlamına gelirdi. Ancak, son zamanlarda yaşanan ekonomik zorluklar, bu algıyı değiştirmeye başladı. Yükselen maliyetler ve artan enflasyon, göçmen işçilerin kurbet deneyimini bir çileye dönüştürdü.

Ülkelerindeki ekonomik sıkıntılardan kaçarak farklı ülkelere göç eden işçiler, geçimlerini sağlamak için yoğun bir şekilde çalışmak zorunda kalıyorlar. Ancak, artan yaşam maliyetleri ve enflasyon nedeniyle kazançları yeterli gelmiyor. Temel ihtiyaçların karşılanması giderek zorlaşıyor ve birçok göçmen işçi yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Gıda, barınma ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçların fiyatlarındaki artış, göçmen işçilerin maddi sıkıntılarla boğuşmasına neden oluyor. Aynı zamanda, çalışma koşullarının zorluğu ve sömürü riskiyle karşı karşıya kalmaları da işçilerin yaşadığı çileyi artırıyor.

Göçmen işçiler, mülteci statüsü veya düşük nitelikli işlerde çalışma izni gibi sınırlamalarla karşı karşıya kaldıklarından, iş bulma ve yükselme olanakları da kısıtlı olabiliyor. Bu durum da göçmen işçilerin ekonomik bağımsızlıklarını elde etmelerini zorlaştırıyor.

Konuyla ilgili olarak, göçmen işçilerin haklarını korumak ve yaşadıkları zorluklara çözüm bulmak amacıyla sivil toplum kuruluşları, hükümetler ve uluslararası örgütler arasında işbirliği ve destek aartırılması ve Ekonomik istikrarın sağlanması ve işçilerin adil çalışma koşullarına erişimi için politika reformları ve destek programlarına ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor.

Göçmen işçilerin kurbet deneyimi, eskiden para kazanmak anlamına gelirken, günümüzde mali sıkıntılar ve çilelerle dolu bir sürece dönüşmüş durumda.

Hikmet Gür / Hollanda