Üç aylık Türkiye gözlemlerim

Üç aylık Türkiye gözlemlerim
Haberi Paylas

Üç ay Türkiye’de kaldım. Gezdim, tatil yaptım, Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun Tekirdağ’da yapılan 67. Başkanlar Toplantısına katıldım…

Çarşı pazar dolaştım.
Makam-Mevki sahibi insanlarla konuştum, meslektaşlarımı dinledim, vatandaşlara sordum, esnaflarla yarenlik ettim.

Gözlemlerim kısaca şöyle:

İki-üç farkı Türkiye, iki üç türlü insan, iki üç türlü fakir/ zengin; iki üç türlü mutlu mutsuz insan gördüm…

TV kanallarında ve sosyal medyada gördüğümüz Türkiye ile sokaklarda gördüğümüz Türkiye çok farklı…

Gerçekten fakir bir kesim var, ama ile fakir olmadığı halde fakirlik edebiyatı yapanların sesi daha çok çıkıyor!

Bilerek siyasi fikrini söyleyenlerle ağızdan çıkan kelimelere göre insanı yaftalayan sokak jargonu ile siyaset yaptığını zanneden gına geldi…

Avrupalı Türkleri hor gören ve dışlayanlarla hoş görenleri gördüm/ duydum / dinledim…

Son yıllarda Avrupalı Türklere karşı oluşan antipatinin, tahammülsüzlüğün, horlanmanın da bence iki nedeni var:
1- Avrupalı Türklerin Türkiye’ye gidince oradaki insanlara karşı tutumları, Avrupa’da yaşadıkları sıkıntıları unutup hava atmaları, gösteriş yapmaları…
2- Avrupalı Türklerin Türkiye’deki seçimlerde oy kullanıyor olmaları ve büyük çoğunluğun AK Partiye oy vermiş olması…

Siyasi partilerin fanatik yandaşları hiç bir siyasi konuşma olmasa bile karşı tarafın ne olduğunu kullandığı kelimelerden, tokalaşmadan, selamlaşma şeklinden anlayıp tavırlarını belli etmeleri ayrı bir yazı konusu…

Asıl sorun siyasi partilerin ve taraftarların kendi içlerinde yaşananlar…

AK Partililer ikiye ayrılmış durumda,
Başkanlık seçiminde “ Ölümüne Recep Tayyip Erdoğan” diyen büyük çoğunluk milletvekili seçimlerinde “ Asla oy vermem “ diyor…

CHP iki ye değil üçe bölünmüş durumda, “ Ölümüne Kemal Kılıçdaroğlu” diyenler “ Aday olmazsa asla” diyenler, Ekrem İmamoğlucular ve de Mansur Yavaşçılar…

infinanceab-reclame

İYİ Parti’de durumlar farklı. Meral Akşener Cumhurbaşkanlığına aday gösterilirse be ala, aksi takdirde taban yuvaya ( MHP) toplu dönüş hiç de sürpriz olmaz.

MHP bu seçimlerin en karlı çıkacak partisi.
AK parti küskünleri, yukarıda bahsettiğim Recep Tayyip Erdoğan’a evet AK Partiye hayır diyen kesim Milletvekilliği seçimlerinde MHP’ye yönelecek gibi gördüm.

HDP taraftarlarında da eski seçimler öncesi gördüğüm heyecanı göremedim. Sessizler, fakat, ya bu seçimlerde almadıkları kadar oy alacaklar belki barajı bile zor aşacaklar ya da aşamayacaklar…

Yeni kurulan eskiden bakanlık, başbakanlık yapmış/ yapmamış partilerin liderlerinden başka ( o da tvlerde) sokakta bir taraftarlarını bile görmediğim için bir fikrim yok…

Peki 2023 seçimleri ne olur?

Hollanda’ya gelir gelmez bir düğüne davetliydim, gittim…
Uzun zamandır görmediğim dostları gördüm, sosyal medyadan üç ay Türkiye’de kaldığımı bilen dostların ortak sorusuydu:
2023 Seçimlerinde ne olur, kim kazanır…
Seçim sonuçlarını at yarışları gibi değerlendirecek olursak, sonucu Foto Finiş ( çok az bir farkla) belirler Recep Tayyip Erdoğan ipi göğüsler….

Amma ve lakin Meclisteki sandalye sayısı şu anda olduğu gibi olmaz diye düşünüyorum.
Şöyle ki, 3 partinin milletvekili sayıları üç aşağı beş yukarı aynı olur… İpi göğüsleyen, barajı aşan partilerin ise meclisteki sandalye sayısı 20’yi, 30’u geçmez…

Tamamen tarafsız bağımsız gözlemlerim bu yönde, haklı çıkarım veya çıkmam o da beni bağlar…

Fakat tekrar Avrupalı Türklere dönecek olursak, Avrupalı Türklere ilk oy kullanma hakkı verildiğinde ve sonraki seçimlerde gördüğüm heyecanın yarısı kimsede yok…

Avrupa ülkeleri de şayet seçim bölgesi olur, her parti kendi adayını o ülkede yaşayan insanlar arasından çıkartır ise ne ala ki, Avrupalı Türkler hiç olmadığı kadar sandıklara koşar oyunu verir… Yoksa hep söylediğim gibi oy hakkı olanların yüzde 30’u 2023 Türkiye seçimleri içln sandık başına ya gider ya gitmez..

Benden söylemesi, yazmasam olmaz…   Yavuz Nufel

infinanceab-reclame

Geef een reactie

74978e3b3f6e01292b82b4c8b5fff9db
Gurmedia Haberin Merkezi - Hollanda
Tema Duzen: Antar