Ortaçağ’da, kuzey Avrupa’daki çok zengin ve dindar insanlar, gün içinde sürekli inanç yerlerine gidemeyeceklerinden ve günlük dua gereksinimlerini giderme ihtiyacı hissettiklerinden bir fikir üretmişler.Birkaç santim büyüklüğündeki bu nesne, bir şekilde özenle saklanarak, kemer yolu bele asılırmış. İman etme ihtiyacı hissedildiği an da mini birer mihraba dönüştürülürmüş.
Malzeme ise, abartılı, karmaşık bir şekilde oyulmuş şimşir ağacı.
Yalnızca parası olanların karşılayabileceği ve bir iman işareti, bir statü sembolü olarak kabul edilen dua kutuları.
İçine hoş kokular serpilen bu nesnenin çapı sadece birkaç inç kadarmış. Bir kez açıldığında, içinde, çarmıha gerilme anı gibi inanılmaz derecede ayrıntılı, dini sahneler ortaya koymaktaymış.
Aromatik kokular,çoğunlukla, kullanıcının duygusal deneyimini geliştirmek amacıyla içlere yerleştirilirmiş.
Bu hassas ve karmaşık dua kutuları her daim bir sanat eseri olarak çok değerli olmuş ve bugün dünyanın önde gelen müzelerinin çoğunda sergileniyor
Kaynak: communityabroad
Geef een reactie
Je moet inloggen om een reactie te kunnen plaatsen.