Sözümüz söz: 2021 yılı kadın katliamlarıyla değil, kadınların örgütlü mücadelesiyle anılacak! 

 

Kadın hakları, ne yazık ki halen dünyanın baş sorunlarından.

Yine idrak ettiğimiz “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” dünya gündemi olurken; bu günü halen bir ritüelmiş gibi gören, hatta “kutlama” deyimi kullanan oluşumlar var ne yazık ki…

Oysa kimse merak etmiyor artık; nasıl olmuş da 8 Mart olmuş diye. Çünkü her yıl anlatılan, anılan bu olmuş. Dahası; insanlar dünyayı ceplerinde taşıyorlar şimdi, bir “tık”la dünyanın tüm bilgilerine ulaşabiliyorlar. Onun için günümüzün sorunu, “kadın hakları” sorunu.

Kadın hakları sorunu halen dünyanın sorunu.

Dünyanın çağdaş ülkelerinde, büyük ölçüde çözülmüş, aşılmış gibi görünen kadın hakları sorunu, dünyanın yarısından fazlasında halen çözülememişse ve daha da kötüsü, çözüme ulaşan ülkeler, kadın haklarının çiğnendiği hatta yok sayıldığı ülkelerle, bu konuyu sorun etmeden, sıkı dostluk ilişkileri sürdürüyorlarsa, sorun dünya sorunu, sorun dünya kadınlarının sorunu, sorun dünya insanlığının sorunudur.

Çünkü dünyanın büyük bölümünde kadınlar halen katlediliyor, işkence altında yaşatılıyor,  baskı altında tutuluyor, bırakın kadın haklarını, insan haklarından yoksun bırakılıyorlar.

Bu durumda üzerine düşeni yapmak, insan olmanın yüklediği insanî ve vicdanî bir görevdir.

Unutulmamalıdır ki, yaşam hakkı, kadının en temel hakkıdır. Kadına yönelik şiddetin hiç bir bahanesi kabul edilemez, yasalarda da vicdanlarda da suçtur. Kadınların ihtiyacı korunmak, sahip çıkılmak değil; yaşamın her alanındaki varlığına gösterilecek saygıdır. Her kadının kendi hayatına sahip çıkmaya, onu dilediği gibi yaşamaya hakkı vardır. Şiddet hiç bir kadının kaderi değildir, olamaz, olmamalıdır. Kadına şiddetin son bulduğu, her kadının özgürce ve eşit haklarla yaşadığı, hayallerini gerçekleştirebildiği bir gelecek mümkündür.

Bunun için öncelikle ve ivedilikle var olan, yasalarda yazılı olarak yer bulan hakların adil ve acil uygulamaya konulması için, ısrarlı olunmalıdır. Özellikle de bu konuda uluslararası önem ve nitelik taşıyan, ülkemiz Türkiye’nin de altına imza koyduğu “Kadın Hakları İstanbul Sözleşmesi” ödünsüz bir biçimde pratiğe geçirilmelidir.

Kadın haklarının yılda bir defa anımsandığı “Kadınlar Günü”nde dile getirildiği izlenim ve imajını yıkmaya sembol girişim olsun diye; CHP Yurtdışı örgütleri olarak, bir dizi programlarla doldurabileceğimiz, birkaç hafta sürecek etkinliklerimiz için hazırlar yaptık.

Her ülke ve bölge kendi özellik ve olanaklarınca, bu süreci değerlendirecektir.

Demek ki bundan sonraki girişim, çalışma ve adımlarımız, klişeleşmiş anma günleri olmanın çok ötesinde, daha değişik kapsam ve boyutlarda bir kadın hakları mücadelesi etkinlikleri niteliğinde olacaktır. Bulunduğumuz ülkelerin yönetimlerine de, ilişki içinde olduğumuz siyasi ve sosyal yapılanmalara da; kadın haklarının bulunmadığı ve görüntüde var gözüküp, uygulamada örselendiği ülkelere karşı demokratik yaptırım tavrı almalarını sağlayacak şekilde olacaktır. Bu çalışmamız da öneri düzeyinde kalmayacak, sürecin de takipçisi olacağız.

Eşitlik mücadelesi veren herkesin yolu açık olsun….

CHP Hollanda Birliği